Birey ve toplum arasındaki ayrım sosyolojinin en eski araştırma konularından biridir. Genel olarak toplumun birey üzerindeki etkisine yoğunlaşılmış olmasına rağmen, toplumun bireylerin davranışlarının toplamından oluştuğu fikri de yaygındır. Birinci grupta; toplum bizi sınırlandıran, hayatlarımızı ve fiziksel tepkilerimizi şekillendiren, bizim dışımızda ve üstümüzde olan bir yapıdır. İkinci grupta ise bireylerin olayları oluşturma, değiştirme ve etkileme özgürlüğüne sahip olduğuna vurgu vardır. Ayrıca toplum ve birey arasında karşılıklı etkileşim de söz konusudur ve bireyin bu süreçteki temel yapıcı ve dönüştürücü gücünün önemi ihmal edilmemelidir. Gündelik hayattaki bireysel davranışların, içinde yaşadığımız toplumu nasıl etkilediğini ve bu toplumdan nasıl etkilendiğini bilmek iktisadi fenomenleri anlamamız açısından gereklidir. Yaşadığımız toplumda sosyal ilişkilerin düzenlenmesi birey-toplum ilişkisinin yapısını da belirler. Sosyal ilişkiler ise toplumların yapısına göre, yani cemaat ya da cemiyet tipi toplum olmasına bağlıdır. Cemaat tipi toplumlarda toplum bireylerin üzerinde bir oluşum olarak tanımlanır ve birey-toplum arasındaki çıkar çatışmasında toplumun çıkarları üstün tutulur. Cemiyet, bireyci bir toplumsal yapıya göndermede bulunurken cemaat, kollektivistik bir yapıya göndermede bulunmaktadır. Bölümümüzde birey-toplum ilişkilerine, cemiyet ve cemaat tipi toplulukların oluşumsal ve yapısal özelliklerine değindikten sonra toplum tiplerine göre farklılık gösteren diğer bir mekanizma olan sosyalleşme kavramını açıklayacağız. Daha sonra sosyalleşme sürecinin bir parçası, bilgi ve yeti edinme süreci olarak tanımlanan “ekonomik sosyalleşme” kavramını tanımlayarak, son olarak bu kavramın içeriğini oluşturan “iktisadi davranış”ı ele alacağız.