Sermaye kavramı bugüne kadar hep fiziki bir anlam taşırken artık giderek artan biçimde sermaye türleri tanımlanmaya başlandı. Sermaye kavramı fiziki anlamın ötesine geçerek sosyolojik bir anlam kazandı. Sosyal sermaye, son dönemde farklı disiplinler tarafından toplumsal sorunların çözüm yolu olarak görülen bir kavramdır. Bu kavram güven, işbirliği, karşılıklı bağlılık gibi yüzyıllardır varolan değerlerin yeniden tanımlanması şeklinde ortaya çıkmıştır. Ele alacağımız gibi söz gelimi sosyal sermaye kavramıyla ilgili ilk incelemelerde bulunan Bourdieu’ya göre, sosyal sermaye, bireysel veya grupsal potansiyel kaynakların toplamıdır. Bu kaynaklar ise kalıcı ağlardan ve karşılıklı ilişkilerden elde edilir. Bireylerin, oluşturdukları sosyal ağları, kendi yararları için kullanmaları toplumsal yaşamın yeniden inşa edilmesini mümkün kılmaktadır. Sosyal sermaye, bireylerin ortak hedeflere ulaşabilmek için birlikte çalışmalarını sağlayacak değerler, normlar, sosyal birlikler ve gayri resmi ağların tamamıdır.
"Gerçek sosyoloji ve iktisat bilimin olduğu kadar edebiyatın da bir dalı olmalıdır." Frank Knight
28 Aralık 2021 Salı
21 Aralık 2021 Salı
10. Hafta: Tüketim Toplumunun Doğuşu ve Tüketim Teorileri
Tüketime atfedilen anlamlar günümüzde, geçmişe oranla oldukça farklılaşmıştır. Tatile çıkma, internet üzerinden alışveriş yapmak, televizyon seyretmek hatta hayvanat bahçesine gitmek gibi birçok nedenle uygulamakta olduğumuz tüketim eyleminin bu çeşitliliği haklı olarak tanımını da güçleştirmektedir. Artık tüketimle ilgili çözümlemelerde tek taraflı ekonomik bir yaklaşımdan ziyade giderek, semboller ve yaşam tarzları gibi çeşitli öğeleri içeren kültürel bir yaklaşım benimsenmeye başlanmıştır. Tüketim kavramı algılamamızdaki bu farklılık, birkaç yüzyıl öncesinde sanayileşme ile yaşanmaya başlanan köklü toplumsal değişimlere uzanmaktadır. İlk tüketim modelleri XVII. yüzyılın ikinci yarısında İngiltere’de ortaya çıkmıştır. Sonrasında yaşana endüstri devrimi ve kitle üretimi ürün sayısını ve çeşitliliğini arttırmış ve bugünkü tüketim toplumları oluşmaya başlamıştır. Modern dönemin başlarında tüketiciler için tüketim malları, yaşamlarında önemli bir rol oynamaya başlamış, toplumsal grupları oluşturan insanlara sosyal statü kazandıran bir olgu olarak tanımlanmıştır. Bu çalışmamızda toplumların değişen tüketim alışkanlıklarını, sadece ekonomik yönüyle değil, sosyo-kültürel yönüyle de ele alacağız. Öncelikle tüketim toplumunun doğuşunu tarihsel süreç içerisinde gelişimini, bireylerin üretici konumdan tüketici konuma geçişlerini inceleyeceğiz. Daha sonra tüketim harcamalarının ihtiyaçlardan arzu ve isteklere yöneldiğini, günümüzde alışveriş merkezleri ve marka kavramıyla moda deyimle “çılgınca” bir eyleme nasıl dönüştüğünü anlamaya çalışacağız. Ekonomik açıdan ve iktisat sosyolojisi açısından tüketimi açıklayan faktörlere de değinerek bitireceğiz.
14 Aralık 2021 Salı
9. Hafta: Piyasa ve Girişimcilik
Bu bölümde girişimciliği sadece kültürel bir değer olarak değil aynı zamanda, iktisadi alanda bir fenomen olarak ele alacağız. Girişimcilik, sosyal ve kültürel yapının imkânlarını en rasyonel şekilde kullanmakla ilgilidir. İktisadi süreçteki rolüne paralel olarak toplumsal yapıda da değişimci/yenilikçi bir sürecin başlatıcısı durumundadır. Bazı sosyal yapılar, girişimci ruh ve kültürü baskılarken, bazıları teşvik eder. Girişimci kültür, gelişme ve kalkınma için zengin bir potansiyel taşır. İşte biz bu bölümde girişimci kültürüne ve karakteristiklerine özellikle iktisat sosyolojisinin Alman geleneğini temsil eden isimlerin görüşleri ile açıklık getirmeye çalışacağız.
7 Aralık 2021 Salı
8. Hafta: Piyasalar II "Enformel Ekonomi"
Günümüzde enformel ekonomi, tüm ülkelerin ve hemen tüm bireylerin hayatında farklı derecelerde, farklı özellikleriyle rol oynamaktadır. Bunun başlıca sebebi, bu alanın ekonomik gelişme ile bağlantılı bir sorun olarak ele alınması ve gelişmişlik düzeyi arttıkça enformel ekonominin hacminin giderek azalacağının varsayılmasıdır. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, varsayımın aksine, enformel ekonomi varlık alanını genişletmiş, üstelik uygulanan ekonomik ve politikaların etkilerini göstermesiyle gelişmiş ülkelerde de daha görünür hale gelmiştir. Bu durum enformel ekonomiyi evrensel bir fenomen haline getirmiştir.
Günümüz ekonomilerin önemli sorunlarından birisi olan enformel ekonomi sebepleri, sonuçları ve işleyişi bakımından karmaşık bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle enformel ekonominin hem gelişmekte olan hem de gelişmiş ülkelerde incelenmesi gereken önemli bir konu haline gelmiştir. Enformel ekonominin Türkiye ve dünyadaki boyutları tahminlerin çok daha ötesindedir. Yarattığı sonuçlar açısından da toplumların ekonomik, sosyal ve kültürel yapılarında tamiri zor yaralar açmaktadır. Enformel ekonomi, çeşitli sebeplere dayandırarak incelendiğinde ortaya çıkan tablo, ülkelerin bu sorunun çözümüne yönelik gösterdikleri çabayı yetersiz kılmaktadır. Enformel ekonominin mali, ekonomik, sosyal, psikolojik ve hukuki birçok sebebi bulunmaktadır.
Bu bölümde öncelikle enformel ekonominin tanımına değindikten sonra, bu ekonomi türünün dünyadaki durumu ve Türkiye için yıllara göre seyri ile enformel ekonominin sebepleri ayrı başlıklar altında inceleyeceğiz. Bölümde enformel ekonominin sebepleri, ekonomik, sosyal ve vergi sisteminden kaynaklanan sebepler olarak sınıflandırılmıştır. Enformel ekonominin sonuçları ise bireysel yaşamı etkileyen ve makro sonuçlar olarak iki kısımda ele alınacaktır.