Birey ve toplum arasındaki ayrım sosyolojinin en eski araştırma konularından biridir. Genel olarak toplumun birey üzerindeki etkisine yoğunlaşılmış olmasına rağmen, toplumun bireylerin davranışlarının toplamından oluştuğu fikri de yaygındır. Birinci grupta; toplum bizi sınırlandıran, hayatlarımızı ve fiziksel tepkilerimizi şekillendiren, bizim dışımızda ve üstümüzde olan bir yapıdır. İkinci grupta ise bireylerin olayları oluşturma, değiştirme ve etkileme özgürlüğüne sahip olduğuna vurgu vardır. Ayrıca toplum ve birey arasında karşılıklı etkileşim de söz konusudur ve bireyin bu süreçteki temel yapıcı ve dönüştürücü gücünün önemi ihmal edilmemelidir. Gündelik hayattaki bireysel davranışların, içinde yaşadığımız toplumu nasıl etkilediğini ve bu toplumdan nasıl etkilendiğini bilmek iktisadi fenomenleri anlamamız açısından gereklidir. Yaşadığımız toplumda sosyal ilişkilerin düzenlenmesi birey-toplum ilişkisinin yapısını da belirler. Sosyal ilişkiler ise toplumların yapısına göre, yani cemaat ya da cemiyet tipi toplum olmasına bağlıdır. Cemaat tipi toplumlarda toplum bireylerin üzerinde bir oluşum olarak tanımlanır ve birey-toplum arasındaki çıkar çatışmasında toplumun çıkarları üstün tutulur. Cemiyet, bireyci bir toplumsal yapıya göndermede bulunurken cemaat, kollektivistik bir yapıya göndermede bulunmaktadır. Bölümümüzde birey-toplum ilişkilerine, cemiyet ve cemaat tipi toplulukların oluşumsal ve yapısal özelliklerine değindikten sonra toplum tiplerine göre farklılık gösteren diğer bir mekanizma olan sosyalleşme kavramını açıklayacağız. Daha sonra sosyalleşme sürecinin bir parçası, bilgi ve yeti edinme süreci olarak tanımlanan “ekonomik sosyalleşme” kavramını tanımlayarak, son olarak bu kavramın içeriğini oluşturan “iktisadi davranış”ı ele alacağız.
"Gerçek sosyoloji ve iktisat bilimin olduğu kadar edebiyatın da bir dalı olmalıdır." Frank Knight
26 Ekim 2021 Salı
19 Ekim 2021 Salı
1. Hafta: İktisadi Olayları Sosyolojik Düşünmek
Bireyin kişisel olan problemleri ile önemli toplumsal meseleler arasındaki bağlantıları görmemize yardımcı olan sosyolojik hayal gücü iktisadi olayları da aynı şeklide görme vizyonu sağlar. İktisadi fenomenler insanoğlunun gündelik yaşamının bir parçasıdır. En ilkel olandan en gelişmiş olanına kadar her toplum, kendi insanlarına mal üretir, toplar ve dağıtır. Bu faaliyetler ekonomik ve sosyal fenomenlerin birbirleriyle ilişkili olduğu bir alanda gerçekleşir. Bu alan temel olarak iktisat sosyolojisinin temel konusunu oluşturur. Adam Smith’den beri var olan iktisat sosyolojisi sanayileşmeyle birlikte ivme kazanmıştır. Disipline sosyologlar kadar katkısı olan iktisatçılar iktisat sosyolojisinin bağımsız bir bilim dalı olmasında önemli rol oynamıştır. İktisat sosyolojisinin gelişiminde rol oynayan Alman, Fransız ve Amerikan Gelenekleri söz etmek gerekir. Alman geleneğinde iktisatçı olan Schumpeter’in de aralarında bulunduğu isimlerle birlikte Weber, Sombart ve Marx gibi öncü isimler iktisat ve sosyoloji arasında bağı kurarak iktisat sosyolojisinin tarihini oluşturmuştur. Fransız geleneğinde öne çıkan ismi Durkheim’dır. Amerikan geleneğini ise Parsons ve Smelser tarafından temsil edilmektedir. 1980 sonrası gelişmeler ise Yeni İktisat Sosyolojisi’nin doğuşuna zemin hazırlamıştır.
1 Ekim 2021 Cuma
Anket Tasarımı (ve Uygulama Biçimleri)
Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi (MESAM) tarafından düzenlenen Metodoloji Konferansları’nın 2021-2022 Akademik yılı güz döneminin dördüncü etkinliği 2 Aralık 2021 tarihinde Saat 20’de çevrim içi olarak gerçekleştirilmiştir. Moderatörülüğünü Prof. Dr. Yunus Kaya’nın yaptığı etkinliğimizin konuğu Prof. Dr. Veysel Bozkurt’tu. “Anket Tasarımı (ve Uygulama Biçimleri)” başlıklı söyleşimiz doktora ve yüksek lisans öğrencileri başta olmak üzere tüm araştırmacı ve akademisyenlere hitap etmektedir.